21 Mart 2010 Pazar


Oğuz Aral'ın Bülent Düzgit için 2002 yılında yazdığı derin ve duygu dolu yazı.




Hem terbiyeli, hem masum hem de karikatürcü

Sedat Nuri, Cemal Nadir, Sururi gibi eski ustaların günümüzdeki izdüşümü. Hem yeni bir çizgi diline, hem de eski bir İstanbul çelebisinin birikimine sahip olmak zordur. Bülent'in karikatür sanatındaki başarısı işte burada!

Haberi Yalçın Pekşen'in yazısından öğrendim; Allah'ım, Bülent Düzgit açık kalp ameliyatı olmuş. Açık kalp ameliyatı ne demek? İnsanın göğsünü kesip-yarıp kalbini ellerine alıyorlar. Sonra da (ellerine sağlık) yontup-biçip yerine takıyorlar.

Halkı haberlendirme iddiasında olan biz gazeteciler, artık aynı gazetede çalışan arkadaşlarımızın hastalık haberlerini bile yine gazetelerden öğrenmeye başladık.

Eskiden birimiz nezle olsa, nezlesi gazetenin yarısına geçerdi. Çünkü burun buruna çalışırdık. Ama şimdi Bülent, bu yeni moda lüks otel azmanı Medya Towers dedikleri Hürriyet Gazetesi'nin üçüncü katında çalışıyor, bense beşinci katında... Yani birimiz Madagaskar'da oturuyor, diğerimiz Sicilya'da.

Karikatür denen bu yeni dünya sanatında karikatürcü dediğin adam biraz mel'un olmalı. Isırdı mı koparmasa bile, can yakmalı diye bilinir. Hatta punduna getirirse belden aşağı vurmalı ve yan hakeme çaktırmamalı...

Ama Bülent Düzgit, sımsıcak çizgisi ve keyifli espri dünyasıyla ‘‘Latifenin latif olduğu’’ bir dünyanın belki de son örneği. Usta deseninden gelen rahat ve sevimli çizgisiyle en sivri eleştiriyi yaparken bile insana olan sevgisini kaybetmeyen son bir örnek! Eleştirdiği kişiyi bile seviyor sanki...

Yani Sedat Nuri, Cemal Nadir, Sururi gibi eski ustalarımızın günümüzdeki izdüşümü. Hem yeni bir çizgi diline, hem de eski bir İstanbul çelebisinin birikimine sahip olmak ah ne zordur bir bilseniz. Bülent'in karikatür sanatındaki başarısı işte burada!

*

Bülent Düzgit'in Türk karikatüründeki değeri yeterince vurgulanmadı. İlk nedeni, Bülent'in sessiz sedasız, alçakgönüllü, reklamsız, propagandasız, mahçup kişiliğidir. Ortalıkta asla görünmez.

İkincisi de Hürriyet'te çiziyor olmasıdır. Hürriyet, her konuda yenilikçi ve atılımcıdır. Ama karikatür konusunda tutucudur. Bir kedi fotoğrafına çeyrek sayfa ya da koca harflerle dizilmiş bir başlığa yarım sayfa yer ayırabilir. Ama bir karikatürün ölçüsü bir ya da iki kibrit kutusu boyutlarını geçemez. İşte Bülent gibi bir usta yıllardır o boyutlar içinde hapistir.

*

Yukarıdaki satırları tam beş yıl önce yazmışım. Üstelik Hürriyet'te de yayımlanmış. Yazdıklarıma bugün yeniden bir göz attım. Gazetede Bülent için değişen hiçbir şey yok. Ama Bülent'te de değişen hiçbir şey yok. O muhteşem deseniyle niçin yarım sayfa panorama karikatürler çizmediğini, güzelim esprilerini halktan niye sakladığını, bunun için gazete içinde savaşım vermesi gerektiğini her zamanki saldırgan gevezeliğimle hababam anlatıp duruyorum. O, duru mavi gözlerini önündeki kaleme dikiyor ve mahcubiyetten yanakları daha da pembeleşiyor. Lafa başladığımdan yarım saat sonra nihayet ağzından bir cümle çıkıyor. ‘‘Haklısınız ama, ben böylesini de seviyorum ağabey.’’

Düşünebiliyor musunuz, en az yirmi yıllık dostluğumuz var ve bana hálá ‘‘Siz’’ diyor.

*

Bülent'in uykusunun en tatlı yerinde açık bıraktığı yatak odasının penceresinden tam tekerlek ve pırıl pırıl bir mehtap yükseldi. Mavi-beyaz ışıltısı, Bülent'in çocuksu ve masum ifadeli yüzüne vurdu. Sonra da Bülent'in köpek dişleri uzadı. Yüzünde ve vücudunda kara kıllar çıkmaya başladı. Mavi gözleri sarıya dönüştü ve aya doğru bir kurt uluması koparıp açık duran pencereden sokağa atladı.

Siz bir insanın hem iyi kalpli, hem terbiyeli, hem masum ve hem de KARİKATÜRCÜ olabileceğine inanıyor musunuz yoksa?

Bülent Düzgit

Bülent Düzgit toprağa verildi
19 Mart 2010 Cuma 17:00İstanbul'da dün geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Karikatürist Bülent Düzgit (63) toprağa verildi.
Tıkla, KAÇ LİRA KEY alacağını öğren!Başbakan her şeyi 2003'ten beri biliyorBaşbuğ 1 numaraya neden kefil oldu?THY uçağı büyük tehlike atlattı Gülmekten kopartan diyaloglar!Cübbeli'ye el sürme izdihamı!Vekiller işi gücü bıraktı oyun oynuyorNevruz ateşi Ahmet Türk'ü yakıyorduBülent Düzgit için Fatih Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene, Düzgit'in annesi Zeliha Düzgit ve yakınları ile Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu ile çok sayıda karikatürist ve gazeteci katıldı.

Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Bayer, Düzgit'in, Türkiye'nin çok önemli sanatçılarından biri olduğunu ifade ederek, "İstanbul beyefendisi, sakin, içine kapalı bir dost, çok az bulunur bir insan... Karikatür sanatçıları içerisinde saygın bir yeri vardı. Hepimizin başı sağ olsun" dedi.

Karikatürist Öznur Kalender de "Bir karikatürcünün bu kadar harcandığı bir ülke yoktur. Çalıştığı gazetede biz de kıymetini bilemedik. Her sanatçının kaderi. Türkiye'nin en büyük çizeriydi. Yediğimiz her lokmada emeği vardı. Hepimizin ustasıdır. Böyle bir sanatçı bir daha gelmez. Hepimize karikatür çizmeyi, çizgi çizmeyi öğretti. Karikatürün evliyasıydı" diye konuştu.

Düzgit'in cenazesi, cenaze namazının ardından Habipler Yayla Mezarlığı'nda defnedildi.

11 Mart 2010 Perşembe

Turhan SELÇUK


11/03/2010 09:39

Karikatürist Turhan Selçuk, tedavi gördüğü Acıbadem Maslak Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. 88 yaşındaki Selçuk, karın içindeki aort damarının yırtılması nedeniyle ameliyat olmuştu.

Yarattığı 'Abdülcanbaz' karakteriyle tanınan ve Cumhuriyet Gazetesi’nde yıllardır ‘Söz Çizginin’ başlığıyla karikatürleri yayımlanan Turan Selçuk, üç gün rahatsızlanarak Acıbadem Maslak Hastanesi’ne kaldırıldı. Karındaki aort damarının genişlemesi (abdominal aort anevrizması) teşhisi ile tedaviye alınan Turhan Selçuk’a hastanede stent takıldı. Ancak kanama nedeniyle Selçuk ameliyata alındı. Selçuk, gece saat 01.30 sıralarında hayatını kaybetti.
Hacıbektaş’ta defnedilecek
Selçuk, Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi'nde bulunan Çilehane mevkiinde toprağa verilecek. Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, cenaze programının tam belli olmamakla birlikte Acıbadem Maslak Hastanesinde vefat eden Turhan Selçuk’un, vasiyeti gereği 14 Mart 2010 Pazar günü yapılacak törenle Aşık Mahsuni’nin de mezarının bulunduğu Çilehane mevkin de toprağa verileceğini söyledi. Cenazesi, Cumartesi günü İstanbul Gazeteciler Cemiyeti önünde düzenlenecek tören sonrasında Hacıbektaş’a getirilecek. Selçuk’un mezarı, Hacıbektaş belediyesi ekipleri tarafından hazırlanacak.

TURHAN SELÇUK KİMDİR?
Turhan Selçuk 1922`de Milas'da (Muğla) doğdu. İlk karikatürleri 1941'de Adana'da Türk Sözü, İstanbul'da Kırmızı Beyaz ve Şut'ta yayımlandı.
1948`de Şaka, Akbaba, Tasvir ve Aydede dergilerinin kadrolarında yer aldı. Ertesi yıl Yeni İstanbul gazetesine girdi. ABD`li karikatürcü Saul Steinberg'in "çizgiyle mizah" anlayışını benimsedi. Aynı gazetede karikatür tarihini ele alan yazılar kaleme aldı. "Grafik mizah"ın karikatürün evrensel anlatımı olduğunu savundu.
1951'de ilk sergisini açtı; 1952'de, kardeşi İlhan Selçuk ile birlikte öncülerinden olduğu 1950 Kuşağı`nın ilk yayını 41 Buçuk adlı mizah dergisini, 1953`te de Karikatür'ü yayımladı.
İlk kitabı Turhan Selçuk Karikatür Albümü'nü çıkardığı 1954'te Milliyet gazetesine başkarikatürcü olarak giren sanatçı, oluşturduğu karikatür üslubunu bu dönemde geometrik bir estetiğe oturtmaya başladı ve bu tür yapıtları, kardeşiyle birlikte çıkardığı mizah dergisi Dolmuş'ta ivme kazandı.
1957'de Milliyet'te "Abdülcanbaz" adlı ünlü çizgi roman kahramanının maceralarına başladı; 1959'da 140 Karikatür'de yeni dönem yapıtlarından bir seçki düzenledi. 1960'larda İtalyan mizah dergisi II Travaso`nun kadrosuna girdi.
1961`de haftalık politika dergisi Yön'de çizmeye başladı; 1962'de Turhan 62, 1964'te ise Hiyeroglif, 1969`da Hal ve Gidiş'i yayımladı. Aynı yıl ikinci kez Yeni İstanbul'a döndü, daha sonra Akşam'a geçti, 1972'de ise Cumhuriyet gazetesinde haftalık panaromik politik karikatürler çizmeye başladı. 1979'da aniklopedik albümü Söz Çizginin'i yayımladıktan sonra 1980'de Milliyet'e döndü.
Son olarak Cumhuriyet gazetesinde çizen Turhan Selçuk, gazeteci-yazar İlhan Selçuk'un kardeşiydi
Demlik yayın kurulu sizler için bir çalışma hazırladı. Mizahın dün'ü bugün'ü.
Sizlere bu sayfalardan ulaştırılacak.

İlk sayımız için çalışmalar hummalı bir süreçten geçiyor. Pazartesi ilk sayıyı sizlerle buluşturmayı ümit ediyoruz.

28 Şubat 2010 Pazar